Çanakkale Gezi Notları
- Taylan Dündar
- 22 Tem 2023
- 8 dakikada okunur
Ali’yle 3 gece 4 günlük bir Çanakkale gezisi gerçekleştirdik. Keyifli geçen bu günleri blog’uma koymak ve gezi önerilerimizi yazmak istedim.
Çanakkale’ye gitmeden önce Ali’yle bir planlama yaptık. Gideceğimiz gezi alanlarını, müzeleri ve yemek duraklarımızı belirledik. Gideceğimiz yerlerle ilgili biraz okuduk, daha çok bilgilendirici videolar izledik, son olarak da Truva savışını konu alan Brad Pitt, Eric Bana ve Orlando Blum’un sıkı oyunculukları ile başarılı olan Truva filmini izledik, tarafımızı Hecktor olarak belirledik 😊 ve yola çıktık.
1. Gün
Gece yatmadan önce ne zaman uyanırsak o zaman yola çıkalım diye konuştuk ama tabi ki ben Ali’yi 08:30’da uyandırdım 😊. Hazırladığımız sandviçleri paketledik, filtre kahvemizi de termosumuza koyarak yola çıktık. Yolda sohbet ettik, podcast dinledik, müzik dinledik, bazen sustuk ve tabi ki tüm kırmızılara yakalanma konusunda bir uzman olarak otoban çıkışından sonra tüm kırmızılara yakalandık, güldük. 4 saat kadar sürdü Çanakkale’ye varmamız.
Çanakkale Aspen Hotel
Çanakkale’ye girer girmez ilk önce otelimize eşyalarımız attık. Aspen Otel’e ETS Tur üzerinden rezervasyon ve ödememizi yapmıştık. Hiçbir sorun olmadan odamıza hızlıca yerleştik. Otel çok merkezi bir konumdaydı. Çanakkale feribot iskelesinin neredeyse tam karşısında, Kordon’da, deniz kenarında. Genel olarak temiz bir otel, yaşadığımız ve bizde kalmasını istediğim otel kaynaklı bir sorun dışında memnun kaldık. Çalışanlar oldukça ilgili ve güler yüzlüydü. Otel ile ilgili olarak tek söyleyebileceğim olumsuz yorum yetersiz kahvaltısı olur. Ali’yle biraz daha zengin ve kaliteli ürünlerden oluşabilir diye düşündük.
Kordon Çorba Salonu

Eşyalarımızı odaya bıraktıktan sonra kendimiz dışarıya attık. İlk hedefimiz elbette aç olan karnımızı doyurmaktı. Sardalya balığı yemek istiyorduk ilk olarak ama ben önce çok övgüsünü duyduğum bir çorba altlığı yapmak için Ali’yi Kordon Çorba Salonuna götürdüm. Ben ezogelin söyledim, soğuk geldi açıkçası pek beğenmedim. Ali kelle paça söyledi, o baya sıcak geldi, beğendi de ama çorbayla pek arası olmaması ve sardalya’ya yer kalması kaynaklı yarısını bıraktı. Elbette ben onun kalan çorbasını da bitirdim, açıkçası kelle paçayı beğendiğimi söyleyebilirim. Ama Ali’nin "İzmir’de ki çorbacılar daha iyi" yorumuna da katıldığımı belirtmek isterim. Çok da öyle sıra dışı bir lezzet tatmadık açıkçası.
Truva Atı Heykeli
Çorbacıdan çıkınca yolumuzun üstünde, Kordon’da yer alan, yazının başında belirttiğim Truva filminde kullanılan ve sonrasında Çanakkale şehrine hediye edilen dev Truva atı heykelini ziyaret ettik. Bu atın en etkinli tarafı büyüklüğü ve gerçeğine yakın olarak yapıldığının düşünülmesi. Biz tabi ki filmi de yeni izlemenin verdiği etkiyle, film sahnesinin de aklımızda taze olması kaynaklı daha bir etkilendik. Truva şehri ile özdeşleşen Çanakkale için bence çok iyi bir turistik nokta. Şehrin tam merkezinde olması nedeniyle de turistik geziler için iyi bir başlangıç noktası.
Sardalye

Truva atını ziyaretimizden sonra karnımızı tam olarak doyurmak için, önceden araştırdığımız ve sardalya yemek için belirlediğimiz Sardalye’ye doğru yola çıktık. 10 dakika kadar çarşı içinden yürüdükten sonra Sardalye’ye ulaştık. Mekan balıkları daha tatmadan görüntüsü ile keyif verdi. Bir büfe mantığı ile çalışıyor, üst katta salonda varmış ama biz orayı görmedik. Bize diğer çalışanların aksine, hiç gülmeyen, asık suratlı, sanki sipariş vererek suç işlemişiz hissi oluşturan bir çalışan denk geldi. Korkarak siparişimizi verdik 😊 İkimizde ekmek arası Sardalye söyledik, Ali yanında turşu suyu söyledi. Bende tattım turşu suyundan, sıradandı ama balık için aynısını söyleyemeyeceğim. Çok lezzetli bir balık tattık. Çanakkale’ye yolunuz düştüğünde yemek için ilk duraklarınızdan bir olmalı burası.
Çanakkale Deniz Müzesi
Sardalya’larımızı yedikten sonra çarşı içinden sahile doğru 10 dakikalık yürüyüş sonrasında Çanakkale Deniz müzesine ulaştık. Çanakkale merkezde turistik bir gezi yapmanın en keyifli durumlarından biri de her yerin yürüme mesafesinde olması.
Deniz Müzesi askeri bir müze. İçerisinde 1915 yılı deniz ve kara savaşlarından kalma çok değerli parçalar bulunuyor. Müze Çimenlik Kalesinin önünde yer alan Çimenlik parkında başlıyor. Birçok top, mayın ve askeri obje bu alanda sergileniyor. Bir de denizaltı kalıntısı var. Kalan kısmın yarısından fazlası olmamasına rağmen büyüklüğü ile son derece etkileyici.
Çimenlik Kalesi
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul fethi hazırlıklarında, gelecek yardımları kesmek için yaptırdığı boğazın iki tarafına ve en dar kısmına yaptırılan iki kaleden biri Çimenlik Kalesi. Stratejik olarak çok önemli bir konumda ki, Çanakkale Savaşı’nda da bu etkisi belirleyici olmuş. Kalenin denize bakan tarafının zamanla toprakla örtülmüş olması aslında kalenin denizden bakıldığında, en azından tabyalarının yerlerinin gizlenmiş olmasına yol açmış.
Kale iç kale ve dış kale olmak üzere ikiye ayrılıyor ve kalenin içine girdiğinizde bunu net görebiliyorsunuz. Kalenin içinde Fatih Cami, Abdülaziz Cami, iç kale ve baruthane olmak üzere dört yapı var. Hepsini, içlerinde yer alan sergi materyalleri ile gezebiliyorsunuz.
Binbaşı Nazmi Bey Resim ve Sergi Salonu

Askeri Müze bahçesinin içerisinde bir binada yer alan Sergi salonu içinde etkileyici fotoğraf ve resimlerin yanı sıra balmumu heykellerde yer alıyor. Biz Atatürk’ün balmumu canlandırma heykelini Ali ile çok beğendik, hatıra fotoğraflarımızı da çektirdik.
Nusret Mayıs Gemisi
Çanakkale savaşlarında, savaşın belki de gidişatını değiştiren Nusret mayın gemisi de, Deniz Müzesinin deniz kısmında demirli duruyor ve gezilebiliyor. Ama ne yazık ki, biz müzeyi gezerken yerinde yoktu. Görevli askerlere sorduğumuzda “görevde” cevabını aldık 😊 Ne görevi diye sorduğumda ise sadece bir tebessüm aldık cevap olarak. Bize denk gelmedi ama siz gezerken orada olursa mutlaka gezilmesi gerekir.
Aynalı Çarşı

Erken kalktık, sıcak havada baya yürüdük, çok ayakta kaldık ama şehir içi gezisi için belirlediğimiz son bir yer kalmıştı, oraya gitmeden bitirmek istemedik. Aynalı Çarşı, Çanakkale’nin simgelerinden biri. 1889 yılında yapılmış olan çarşı 2014 yılında restore edilmiş. İçerisinde hediyelik ürün satın alabileceğiniz birçok dükkan var. Her şehirde yer alan klasik eski dönem çarşılarından.
Kadir Usta Peynir Helvası

Çanakkale’ye gelip peynir helvası yemeden dönmek olmaz. Tüm öneriler öncelikle Kadir Usta’yı gösteriyordu. Aynalı Çarşı’dan çıktıktan sonra istikameti buraya çevirdik. Biraz yürüdük, ara sokaklarda aradık taradık ve bulduk.
Açıkçası aldığımız porsiyonlardan, aldığımız ilk lokmada Ali’yle birbirimize bakmamızı görmenizi isterdim. Muhteşem bir lezzet, bayıldık. Bir daha geliriz, diye düşündük, gelemedik. Sanırım bu gezide içimizde kalan tek durum bu oldu. Mutlaka tadılması gereken bir lezzet durağı Kadir Usta’nın peynir helvası.
Çanakkale’de Gün Batımı
Tüm Ege’de olduğu gibi, Çanakkale’de de güneş bir başka batıyor. Kordon şeridinde bütçenize göre birçok restoran ve kafe var. Bizim gibi deniz kenarında yürüyüş yaparak da günü batırabilirsiniz.
Gezimizin ilk gününde baya yorulduk. Akşam karnımızı doyurmak için dışarı çıktık. Yakın yerde güzel bir yer bulup karnımızı doyuralım dedik ama başaramadık. Bir aşağı bir yukarı yürüdük, benim istediğimi Ali istemedi Ali’nin istediğini ben istemedim. Çok kötü bir itiraf geliyor şimdi, kendimizi bir anda Mc Donalds’da bulduk. Çanakkale merkezin güzel lokantaları, restoranları kusurumuza bakmasın artık.
2. Gün
Bugün program hedefimizde Truva Antik kenti ve Truva Müzesini gezmek vardı. Sonrasında da eğer vakit bulursak bir plaja gidip denize girmeyi planladık. Planımızı da gerçekleştirdik.
Önceki günün yorgunluğu ve yoğun bir program yapmamamız nedeniyle biraz geç kalktık. Yani bana göre baya geç kalktık. Kahvaltı ve hazırlanma sonrası saat 11’de Truva Antik kentine yola çıktık. 35 dakika kadar araçla gittikten sonra antik kente ulaştık. Daha fazla sıcağa maruz kalmamak için Müzeyi daha sonraya bıraktık.
Troya Antik Kenti
Homerson’un İlyada Destanı’nda bahsedilen Troya Savaşının yapıldığı yer olarak kabul edilen Troya Antik Kenti Unesco Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Kentin tarihi MÖ. 3000 yıllarına kadar uzanıyor. Dünya’nın en ünlü antik kentlerinden biri burası. Gezerken bilgilendirme levhalarını okuyarak ilerlemenizi öneririm. Okuduktan sonra gördüğünüz alana bakış açınız tamamen değişiyor. Özellikle, parkurun hemen girişinde yer alan, şehrin katmanlarını anlatan yazının aktardıkları, troya antik kentini oluşturan 9 katın bilgileri çok önemli. Kenti gezerken kalıntılar üzerinde bazı rakamlar görülüyor. Bu rakamlar, kalıntının hangi katmandan kalma olduğunu size aktarıyor. 9 katlı, birçok uygarlığa ait çok etkileyici bir yer burası.
Biz Ali’yle Hector ve Achilles’in o efsanevi düellosunun nerede olmuş olabileceğini hayal ettik. Alana baktığımızda nerede olduğunu düellonun tahmin etmek çok da zor değildi, bizce doğru yeri hayal ettik 😊. Kentin deniz tarafına bakan tarafındaki (-ki o zamanlar kent deniz kenarında yer alıyormuş) açık alan bizce doğru yerdi. Bir ağaç gölgesinde alana baktık baktık, Hector abimize yazık oldu diye iç geçirdik 😊 (Ali’yi o alana bakarken fotoğrafla arasında görebilirsiniz)
Troya Müzesi
Gerçekten büyük bir müze. Kaç kat çıktık ben hatırlamıyorum ama eğer tarihi eser görmeye meraklı iseniz büyüleyici bir müze. Biz Ali’yle özellikle büyük taş heykeller ve lahitlerden çok etkilendik. Sadece bunlar değil tabi ki, müze içinde paha biçilmez çok fazla parça bulunuyor. Etkileyici heykellerin haricinde, çeşitli çağlardan, seramikler, silahlar, kesiciler, metal kaplar, sikkeler, kemik objeler ve aletler, süs eşyaları… hatırlayabildiklerim.
Truva antik kenti ve Truva müzesi birbirlerini tamamlayan iki önemli gezi alanı. Biz Ali’yle çok memnun kaldık ve etkilendik.
Dardanos

Açıkçası denize nereden gireriz diye bakmamıştık. Öncelikli amacımız karnımızı doyurmaktı. Yemeklerinin ve şaraplarının övgüsünü okuduğum ve bulunduğumuz yere yakın olan Hektor Şarapevi’ne gittik ama bizdeki şans, enteresan bir şekilde kapalıydı. İnternette hızlı bir arama ile rotamızı en yakın plaj alanı olan Dardanos’a çevirdik.
Gördüğümüz hem yemek hem plajı olan mekanlardan birine oturduk. Adını not etmemişim. Ama duvarında bu grafiti olan mekan, ona bayıldım.
Ali hamburgerini beğendi mekanın, patatesi de güzeldi. Ben girmedim ama Ali denizini hiç beğenmedi. Girdiği gibi çıktı Ali ki beyefendi denizden normalde pek çıkmaz.
I Love Fish

Otele döndükten sonra biraz dinlendik ve gün batımında tekrar dışarı çıktık. Çarşı içinde biraz dolaştık, nereye oturabiliriz diye düşündük ve en sonunda otelimizin tam arkasında yer alan ve Dardanel markasının işletmesi olan I Love Fish’e oturduk. Temiz ve güzel bir mekan. Ben balık kokoreç söyledim, Ali ise Fish&Cips yedi, ikimizde beğendik ama öyle muhteşem, gidince yemeden dönmeyin diyebileceğimiz bir tat da değildi.
Çanakkale Barlar Sokağı

Yemekten çıktıktan sonra Ali’yle çevreyi gezdik. Hemen kordon’un arkasında yer alan barlar sokağına girdik. Canlı müzik yapan mekanlarda vardı, meyhanelerde, barlarda. Keyifli bir sokak, geceleri değerlendirilebilir. Biz Ali’yle canlı müzik yapan bir yere oturduk, ben bira ali sprite söyledi, daha siparişlerimiz gelemden canlı müzik sona erdi. 😊 Güldük, biraz geyik yaptık, içeceklerimiz bittikten sonra günü otelimizde sonlandırdık.
3. Gün
Çanakkale Şehitlik Turu
Gezimizin üçüncü günün Şehitlik turuna ayırdık. Elbette kendinizde gezebilirsiniz ama bir rehber eşliğinde gezmeniz daha faydalı olacaktır. Biz, bir turla beraber rehber eşliğinde tüm alanı gezdik.
Şehitlik turunun her alanı çok etkileyici. Üzerinde durduğumuz toprağın kıymetini, bir avuç toprak parçası için çekilen acıları yerinde hissediyorsunuz. Bizim turumuz 100 km yol giderek, öğle yemeği dahil 7 saat kadar sürdü. Rehberimiz çok iyiydi, hem bilgilendik hem de zaman zaman duygulandık. Tur dahilinde gezdiğimiz yerler şu şekilde.
Namazgah Tabyası
Rumeli Mecidiye Tabyası ve Şehitliği
Seyit Onbaşı Heykeli
Şahindere Şehitliği
Çanakkale Şehitler Abidesi
Ertuğrul Koyu ve Tabyası
Yahya Çavuş Şehitliği
Anzak Koyu ve Tören Alanı
Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı
Kanlısırt Kitabesi
57. Piyade Alayı Şehitliği
Conkbayırı Anıt ve Kitabeler
Atatürk Zafer Anıtı
Yeni Zellanda Ulusal Anıtı ve Mezarlığı
Üsteğmen Mehmet Nazif Anıtı
Türk Siperleri
Kale Müptela Ocakbaşı

Şehitlik turunda geldikten sonra otelde biraz dinlendik. Otelde dinlenirken sevgili kuzenim Doğa’nın, akşam yemeği için sizi bir yere gönderiyorum önerisine tamam dedik ve Müptela Ocakbaşı'na gittik. Doğa’nın yakın arkadaşının mekanı olması kaynaklı biraz torpilli muamele ve lezzet tattık ama herkesin içeride çok keyifli olduğu net. Ben çok beğendim mekanı. Manzara müthiş. Mezeler çok güzeldi, bana yetti. Ali pastırmalı adana kebap söyledi, ben tatmak için ucundan biraz aldım, ikimizde çok beğendik. Arkadan rahatsız etmeyen müzik, lezzetli meze ve yemeklerle Çanakkale’de akşam yemekleriniz için bir numaralı önerim burası olur.
Berliner
Yemek sonrası çarşıda biraz yürüyüş yapalım dedik, yürürken de özellikle akşamları sürekli önünde sıra olan bardakta waffle’ı denemeden gitmeyelim dedik ve uzun sırada yerimizi aldık. Öyle, her zaman yediğimiz waffle’dan farklı bir tat aldık mı, net hayır. Ama sunuş konseptinin farklı olması ve en nihayetinde çikolataya gümülmüş olduğumuz için memnun kaldık diyebiliriz.
4. Gün
Assos Kadırga Koyu

Gezimizin son gününde, üç gün boyunca biraz fazla gezmiş olmamızı da rahatlatacak bir karar alarak dönüş yolunda Assos’a uğradık. Aslında ben, Athena tapınağını ve antik limanı görmekti ama sanırım ikimizin de artık bir plaj dinlenmesine ihtiyacı vardı. Doğruca Assos kadırga koyuna gittik. Bir iki yanlış yola girdik, biraz dolaştık ama olsun 😊 Sonunda bayramdan hemen öncesi olmasına rağmen uygun bir yer bulduk, şezlong ve şemsiyelerimizi kiraladık ve kurulduk. Şansımıza deniz oldukça iyiydi, bu bölgenin genelde soğuk olan suyuna oranla bir tık sıcaktı diyebilirim. Ben uzun süre kalamadım ama Ali oldukça denizde kaldı. Aynı yerde yemeğimizi yedik ve İzmir’e döndük.
Çanakkale’ye giderken 4 gün biraz fazla mı diye düşünüyordum ama açıkçası tam kararında bir planlama yapmışız. Bu plana Bozcaada ve Gökçeada ziyaretlerini de eklerseniz 5-6 gün bile dolu dolu geçer. Ben, naçizane öneri ve yaşadıklarımızı yazmak istedim.
Çanakkale ve çevresi gezi yerleri
Çanakkale Deniz Müzesi
Çimenli Kalesi
Nusret Mayın Gemisi
Aynalı Çarşı
Troya Antik Kenti
Troya Müzesi
Truva Atı Heykeli
Athena Tapınağı
Assos Antik Liman
Çanakkale Lezzet Durakları
Sardalye
Kadir Usta Peynir Tatlısı
Kale Müptela Ocakbaşı
Kordon Çorba Salonu
I Love Fish Çanakkale
Berliner Waffle
Comments